Tuesday, November 6, 2012

temel iktisatcilar 10 - John Stuart Mill

John Stuart Mill
1806 yilinda londrada dogan Mill birtakim yonlerinden dolayi klasik iktisatcilardan sayilmakla birlikte marjinalistler icerisidinde de sayilmaktadir.
Mill babasindan yana cok sansli bir cocuktu. Babasi onun egitimine cok onem vermis bir tarihcidir. Stuart mill 3 yasinda yunanca ogrenmeye baslamis,7 yasinda plato’nun felsefi diyaloglarini okumaya baslamis, 8inde latince ogrenmeye baslamis, ondan sonraki 4 yilda calismalarina matematigi eklemistir.12 yasindan itibaren ise mantik ve felsefe uzerine okumalar yapmaya baslamistir.akabinde ise politik iktisat okumalari yapmistir.
Jeremy bentham’in genc mill uzerine etkisi buyuktur ve onu takip etmistir.onun ile olan diyaloglari, okudugu calismalari da buna etki etmistir ve onun fikirlerini tum dunyaya yamak istemistir. Felsefe, iktisat, politika ve sosyal teori uzerine kitaplar yazmis ve bu kitaplar onu 18. Yuzyil ingilteresinde meshur hale getirmistir.
klasik iktisadi genisleten ve tamamlayan iktisadi katkilarda bulunmus, ayrica iliskiler ve cikmaz uzerine iktisadi zemin hazirlayip analizler yapmistir.
En onemli katkilarindan bir tanesi gelecekteki ekonomik buyumedir. Smith ve Malthus arasinda bir yol bulmaya calismistir.bilindigi uzere Smith ticaretin ozgurlesmesi, teknolojinin gelismesi, iscilerin isbolumu yapmasi ve sermaye yatirimlarinin ekonomik buyumeye sebep olacagini ve toplumlarin zenginlesecegini ileri surmustur.malthus ise ekonomik ilerlemenin limitli oldugunu ileri surmustu sabit kaynaklar nedeniyle. Stuart Mill ise bu iki gucu tek bir cati altinda degerlendirmeye calismis ve kredibilite kazanmistir bu sayede.bu iki gucun catismasina binaen uzun donem trendler ya da uretimler belirsizlik icermektedir gorusunu ortaya atan ilk iktisatci olmustur.
Birinci senaryo, nufusun teknoloji ve sermayeden daha hizli buyumesidir. Bu durumda ucretler dusuk kar ise yuksek olacaktir ve bu durumda iscinin refahi dusecektir.ikinci senaryo ise sermaye birikiminin, nufus artisindan daha fazla olmasi durumudur. Bu durumda reel ucretler artar ve iscinin refahi yukselir.ucuncu senaryoda ise sermaye ve nufus ayni oranda artar fakat teknoloji stable haldedir. Sermaye ve nufustaki artis birbirini dengeler,inferior arazi ise artan nufusu beslemek icin kullanilmak zorundadir cunku en verimli toprak ilk once kullanilir.bu da gida ureitminin maliyetini artirir kari dusurur.dorduncusu ise teknolojideki artisan nufus ve sermayeden daha hizli olmasi durumudur.bu gidalarin daha kolay buyumesini saglarken, ucretlerin ve kira fiyatlarinin dusmesine de yol acar. Karlar artak ekonomik zenginlik olusur.
Mill yukaridaki dort senaryodan en olasi senaryo olarak ucuncu senaryoyu gormustur.Kendisi endustri devrimi sirasinda yasamis biri olarak, yani uzun donemli buyumeyi yasamamis birisi olarak elbette bunu tahmin etmisti ve dolayisiyla endustri devriminden sonar teknolojik gelismenin bitecegini saniyordu tipki Ricardo gibi.
Klasik teorinin aciklayamadigi daha dogrusu cevapsiz kalan serbest ticaretten elde edilecek kazanci ulkelerin nasil paylasacagi sorusuna cevap bulmaya calismistir. Mill’e gore serbest ticaretten kazananin daha az talepte bulunan ve yuksek talep esnekligine sahip olan olmalidir.ornegin US japnyadan ithal ettigi araclar icin esnek talebe sahipken, japnya amerikadan aldigi gida urunlerinde esnek talebe sahip degilse, kazanan ABD olmalidir. ABD fiyati artirabilecektir fakat japonya degil.bu durum ikamesi bulana kadar boyle devam eder.eger japonya ikamesini bulabilirse US gidalarinin, bagimliligi azalir, esnekligi artar.
Stuart Mill arz ve talep uzerine kelam eden ilk dusunurlerdendir. Elbette richardo, smith gibi iktisatcilar da bahsetmistir ama onlarinkisi miktar uzerinden bir aciklamadir. Markete mal almaya gelinen miktar ve markette satilan miktar arasindaki iliskiyi incelerken digerleri, Stuart Mill piyasaya gelen mal ve piyasadaki talep uzerindeki fiyat etkisini incelemistir. Ona gore fiyatlarin artigi durumda daha cok mal piyasaya arz edilmektedir.
Bir diger katkisi ise firsat maliyeti kavramini tedavule sokan ilk iktisadi dusunur olmasidir.firsat maliyeti kavramina gore bir isi yapma neticesinde vazgecilen baska bir isin maliyeti vardir.
En onemli katkisi olarak klasik ucret fonu doktrinini reddetmesidir. Bu doktrine gore isci ucretleri bir sermaye formudur ve isverenin uretim gerceklesmeden biriktirmesi gerektigi bir formdur bu. Ucret ve calisan sayisini artirmanin yegane yolu girisimcinin daha cok kar biriktirmesidir. Mill’e gore ise iscilere verilecek ucretin sabit bir orani diye birsey yoktur.firmanin odeyecegi ucret esnektir ve isverenin istegine baglidir(tam turkcesi isverenin gonlunden ne koparsa).isveren daha az tuketim yaparak isci ucretlerini ya da isci sayisini artirabilir.isci ve isveren her zaman anlasabilirler.
Yine Jeremy bentham’in ortaya attigi utiliy,fayda, kavramini savunmustur.
Mill’e gore devlet ve toplum bireyin ozgurluklerini, baskasina zarar vermedigi surece kisitlayamaz.Smith, laissez-fairei material iyilesme icin desteklerken, Mill, bireyin gelisimi icin desteklemektedir.
Kendi zamaninda en iyi 2-3 iktisatcidan biri olarak gosterilirken bugun o donem kadar kale alinmamaktadir.bunun en temel sebebi belkide parca parca katkida bulunsa bile temel bir katkida bulunmamasidir. Bir diger nedeni ise takipci bir okul olusturamamasi, calismalarinin devam ettirilmemesidir.yine ilkiyle ayni paralleled, uzmanlastigi, ozellestigi tek bir alan olmamasidir.

No comments:

Post a Comment

yorumlarinizi her zaman yazabilirsiniz, birbirimizden birsey ogrenmek adina...